Öğrencinin üçüncü cevabı da şu olur: “Merdivenleri çıkarken duvar boyunca barometrenin yüksekliğini defalarca işaretleyerek çıkar ve işaret sayısı ile barometrenin yüksekliğini çarparsınız” Bu da doğrudur elbette ama dördüncü cevap öğretmenlerin küçük dillerini yutmalarına neden olur; çünkü yanıttan öğrencinin fiziği çok iyi bildiği anlaşılmaktadır: “Küçük bir ipe bağladığınız barometreyi önce yerde sonra da çatıda sallar ipin uzunluğu ve sallanma periyodları arasındaki farklarla Newton’un g katsayısını hesaplar iki g katsayısı arasındaki farktan binanın yüksekliğini hesaplayabileceğiniz oranı bulursunuz”
Söylenecek bir şey kalmamıştır, öğrencinin sınıfı geçtiği açıktır. Öğrenci yarattığı etki ile gülümser ve der ki: “Ama bence yapılacak en doğru şey kapıcıya gidip barometreyi hediye edip karşılığında binanın yüksekliğini söylemesini istemekten ibarettir.” Hep beraber gülmeye başladılar. Calandra hayranlıkla sorar öğrenciye: “Peki, öğretmeninin senden beklediği cevabı da biliyor musun?”
Öğrenci alaylı bakışlarla cevap verir: “Evet, çatıda ve yerde hava basıncını ölçerek aradaki farktan hesaplamamız gerekiyor yazmamı bekliyordu” Calandra merakla şu soruyu sorar: “Peki madem istenilen cevabı biliyordun, neden yazmadın? “ Öğrenci omuzlarını silkerek şöyle der: “Çünkü dar kafalılıktan bıktım!” Yaşamda soruların pek çoğunun tek bir cevabı yoktur...